Genocide Museum | The Armenian Genocide Museum-institute
Home Map E-mail
 
Eng |  Հայ |  Türk |  Рус  |  Fr  

Başlangıç
Ana
Misyon
Müdürün sözü
Bize ulaşın
Soykırım öncesi
Ermenistan Tarihi
Resimler
Ermeni Soykırımı
Soykırım Nedir
Ermeni Soykırımı
Kronoloji
Ermeni Soykırım resimleri
100 Fotoğraf hikayesi
Ermeni Soykırım haritası
Kültürel Soykırım
Hatırla
Belgeler
Amerikan
İngiliz
Alman
Rus
Fransız
Avusturyalı
Türk

Araştırmalar
Kaynakça
Kalanların hikâyeleri
Şahitler
Medya
Alıntılar
Genel alıntılar
Tanıma
Ülkeler
Uluslararası örgütler
Taşra yönetimleri
Kamusal dilekçeler
Etkinlikler
Delegasyonlar
Museum G-Brief
Haberler
Konferanslar
Linkler
   Müzesi
Bilgi
Ziyaret
Daimi sergi
Geçici sergi
Online sergi  
Gezici sergi  
Anma Kartları  
   Enstitüsü
Amaçlar
Yayınlar
Bilimsel dergi  
Kütüphane
ESME kolleksiyonu
   Tsitsernakaberd Anıtı
Tanıtım ve tarih
Hatıra Parkı
Anma Günü
 

Armenian General Benevolent Union
All Armenian Fund
Armenian News Agency
armin
armin
armin
armin
armin



Uluslararası örgütler

9 Aralık 1948 tarihinde BM “Soykırm suçunun engellenmesi ve cezalandırılması”-dan alıntı


“Soykırm suçunun engellenmesi ve cezalandırılması konvensiyonu” 1948 yılında BM Asamblesi tarafından kabul edilip, 1951 yılının Ocağında yürürlüğe girmiştir. Bu konvensiyon Soykırımın hukuki tanımı olmakla beraber Hukuçu Rafael Lemkin tarafından Süryani, Yahudi ve Ermeni soykırımlarını yıllarca araştırmasından sonra vardığı tanımlamadır. Bu Konvensiyonla tüm katılımcı ülkelere savaş ve barış durumunda Soykırımı durdurma ve cezalandırma hakkı veriliyor. Katılımcı ülke sayısı bugün 137dir.

Raphael Lemkin

Rafael Lemkin
(1900-1959)

Rafael Lemkin 24 Haziran 1900 yılında Bezvodin-Lehistan(bugün Belarus)da doğdu. 14 yaşındayken Lemkin 14 dil konuşabiliyordu.(Fransızca,ispanyolca,rusça vs.)

Bialistok Üniversitesini bitirdikten sonra dilbilimi araştırmaları yapmak isteğiyle Lvov John Kazmir Üniversitesine devam etti. Lemkin burada daha sonra Soykırım suçu sayılabilecek suçlarla ilgilenmeye başladı. Lemkin Türkler tarafından gerçekleştirilen ve yüzbinlerce Ermenin ölümüyle sonuçlanan katliamları araştırmaya başladı.

Katliam emrini veren Türk görevlinin onu öldüren genç gibi yargılanmadığını öğrenen Lemkin Almanya’ya geçerek Haldelberg üniversitesinde felsefe eğitimi almaya başladı. Daha sonra Lvov ‘a dönerek Hukuk eğitimi aldıktan sonra Varşova savcısı oldu.

Lemkin 1959 yılında 59 yaşında NewYork’ta hayata gözlerini kapattı. Hayatın bir şakası gibi kendisinin milyonlarca insanın katledilmesine adayan Lemkinin cenazesinde sadece 7 kişi vardı.

İkinci Dünya savaşından sonra Lemkin ABD’de yaşamaya devam etti. 1948’den başlayarak Yale Üniversitesinde hukuk dersi verirken bir taraftan da uluslarası hukuk alanında Soykırımın tanınması, engellenmesi ve cezalandırması konularında 1933’den itibaren Madrid konvensiyonuyla başladığı mücadelesini devam ettiriyordu.

1945’te Paris barış Konferansında soykırım suçunu işleyenlerin aynı suçla cezalandırma önerisi red edildi. Lemkin Soykırım Konvensiyonunu birkaç ülkeye göndererek onların katılmasını sağlamaya çalışıyordu. ABD desteğiyle Konvensiyon gözden geçirilmesi için Asamble’ye sunuldu. 19512’de Lemekin 2o ülkenin konvensiyonu kabülüyle arzusunun sadece bir kısmını gerçekleştirbildi. Anlaşma Soykırım’ın sadece fiziksel tarafını kabul ediyordu:

... aşağıdaki eylemlerden herhangi biri eğer bir ırkı, etnik veya dinsel grubu yoketmeye çalışıyorsa, örneğin

  1. grup üyelerinin öldürülmesi

  2. grup üyelerie ciddi fizksel ve ruhsal zararlar verilmesi

  3. planlı ve kasti olarak onları yok etmek için yaşam ortamının ve yaşam şartlarına müdahale edilmesi

  4. grup üyelerinin doğurganlıklarına zarar vermek

  5. grup üyelerinin çocuklarını zorla başka bir gruba vermek
UN session


Soykırım hakkında Lemkinin tanımlaması, kendi çalışması olan “Axis Rule in Occupied Europe”’da, Soykırmın aynı zamanada psikolojik ettkileri de anlatılıyordu.

Lemkin bu durumu şöyle açıklıyordu.

  • “Soykırım bir ırkın hepsi katledildiği durum dışında tam anlamıyla sadece bir ulusun yok edilmesi hedefini taşımamaktadır. Öncelikle ulusun önemli gruplarını ve bu grupların temel taşlarının farklı planlar yapılarak yok edilmesi amacını da taşımaktadır. Bu tip planların ilk hedefi siyasi ve sosyal çevrelerin kültürel, edebi ve milli duygularını, dinlerini yok etmek bununla da kalmayıp bu çevreden gelen insanların da yok edilmesidir. Soykırım bir ırkın tamamına yönelik yapılan bir suçtur, kişilere karşı yapılan saldırı onların kişiliklerine değil bağlı oldukları gruba karşı yapılmaktadır”.

  • “Soykırım iki aşamada gerçekleştirilmektedir. Birincisi,baskı altında tutulan millettin yokedilmesi ve ikincisi, baskı altında tutan millet modelinin kalanlara kabul ettirilmesi. Bu zorla kabul ettirme soykırımdan kurtulan ve kalmalarına izin verilen insanlara diretildilmektedir”.
Photo by United States Holocaust Memorial Museum

Birleşimiş Devletler “Holocaust Memoria”l Müzesinden bir fotoğraf

14 Ekim 1950 yılında “Soykırım Konvensiyonun” kabul eden 4 ülke temsilcileri.(Oturanlar soldan sağa) Dr. John P. Chang (Korea), Jean Price-Mars (Haiti), Asamble başkanı Büyükelçi Nasrollah Entezam (Iran), Büyükelçi Jean Chauvel (Fransa), Mr. Ruben Esquivel de la Guardia (Costa Rica), Dr. Ivan Kerno (Asst. Secretary General for Legal Affairs), Mr. Trygve Lie (BM genel sekreteri.), Manuel A. Fournier Acuna (Costa Rica), and Dr. Raphael Lemki. Lake Success, New York, October 14, 1950.

1948-de yayınlanmıştır


Alıntı 1948 yılında Birleşmiş Milletler Konvensiyonunun kabul edildiği yıl Joseph Guttmann tarafından yayınlanan “The Beginnings of Genocide: An account of the Armenian Massacres in Worid War I” adlı çalışmasından alınmıştır.

Soykırım

6 milyon Yahudinin kitlesel imhası yaşadığımız çağın kuşkusuz en büyük suçlarından ve acılarından biridir. «Soykırım» hukuki terimi bir etnik grubun tamamen yokedilm denemsini tanımlamak için kullanılmıştır. Bugünlerede bu tip suçlara teşebüs edilmediği gibi yaygın bir kanı var ama bu doğru değil.

Naziler benzeri olmayan, duyulmamış “bilimsel teknikler” kullanarak kitlesel imhalar geçekleştirdiler. Yaşadığımız “aydınlanma” çağında benzer bir teşebüs daha meydana geldi. Bu teşebüs tam Avrupa’da değil ona çok yakın bir yerde vahşi bir kabileye değil eğitimli bir hristiyan topluluğa karşı gerçekleştirilmiştir. Naziler’in kullandıkları “teknolojik” aletler bu durumda kullanılamadılar(gaz odaları o zaman icat edilmemişti) fakat bu durumda kullanılan methotlar ilerde Naziler tarafından geliştirilip uygulandılar. Bahsettiğm olaylar genel yönetim tarafından yönetilen ve parti tarafından önceden planlanmış ve halkı bu seçilen gruba kışkırtma, onlara zarar verme ve direnenleri öldürmek, aileleri yok etmek, eşleri birbirlerinden, çocukları ailelerinden ayırmak, kitlesel tehcirler, tehcirler sonucu insanların ölmesi, ölmeyenlerin gözden ırak yerler götürülerek öldürülmesiydi.

Özet

Bazı okurlar neden bahsettiğmi çoktan anladılar sanırım, evet yaklaşık 30 sene önce Türkler tarafından Ermenilere yapılan insafsız katliamlardan bahsediyorum. Bazıları böyle düşünmediklerini söyleyecekler. Untmak, yaşadığımız zamanın en acıveren durumu aslında. Dün kurbanlar bir tek Ermenilerdi, bugün Yahudiler, Lehler ve başka Avrupalılar. pekiyi yarının kurbanları kimler olacak...

Yivo Bleter. The Journal of the Yiddish Scientific Institute. Vol. XXVIII. No. 2. 1948.’dan tercüme edilmiştir:




Kaynakça
“The Criminal Law of Genocide: International, Comparative and Contextual Aspects” edited by Ralph Henham and Paul Behrens
http://www.preventgenocide.org/lemkin/
http://en.wikipedia.org/wiki/Raphael_Lemkin
http://www.ushmm.org/conscience/history/lemkin/


FOLLOW US



DONATE

DonateforAGMI
TO KEEP THE MEMORY OF THE ARMENIAN GENOCIDE ALIVE

Special Projects Implemented by the Armenian Genocide Museum-Institute Foundation
“AGMI” foundation
8/8 Tsitsernakaberd highway
0028, Yerevan, RA
Tel.: (+374 10) 39 09 81
    2007-2021 © The Armenian Genocide Museum-Institute     E-mail: info@genocide-museum.am